Doğru beslenme ile engellenebilir mi? Nelere dikkat edilmeli? İşte cevapları..
Diyetisyen Yusuf Öztürk, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 25’inde görülen ve günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olan karaciğer yağlanması konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Karaciğer yağlanmasının ana sebepleri arasında sanılanın aksine sadece alkol tüketimi yok!
“Karaciğer vücudun en büyük ve metabolik açıdan en kompleks organıdır. 500’den fazla işlevi olan karaciğerin karbonhidrat, protein, lipit ve vitamin, mineral metabolizması, depolanması, aktif hale getirilmesi; toksin ve ilaç metabolizması, depolanması, steroid metabolizmasında rolleri vardır.
Karaciğer yağlanması; karaciğer ağırlığının %5’inden fazlasının yağ olması ve alkole veya alkol dışı nedenlerle karaciğerde yağlanmanın saptandığı bütün klinik tablolar karaciğer yağlanması olarak tanımlanır.
Karaciğer yağlanmasının farklı birçok sebebi olabiliyor. Akut yağlanmanın gebelik, reye sendromu, ilaç ve toksinler gibi sebepleri vardır. Kronik karaciğer yağlanması; alkol, obezite, diyabet, kan yağlarının artması, protein-kalori malnutrisyonu, kronik hepatit C, Wilson hastalığı, paranteral beslenme (damardan beslenme), inflamutuar bağırsak hastalıklıkları, AIDS nedeniyle görülebilir.
Aşırı kilo karaciğer yağlanmasının en büyük sebepleri arasında
Aslında günümüzde alkol dışı nedenlere bağlı olarak görülen karaciğer yağlanması daha yaygındır. Hastalığın sıklığı batı toplumlarında fazla olmakla birlikte tüm dünyada, diyet alışkanlıklarının değişmesi ve sedanter yaşama geçişle birlikte belirgin bir artış göstermektedir. Nitekim, yetişkin insanlarda %17-33 oranında görünen karaciğer yağlanmasının obezite varlığında görülme sıklığı %75’e kadar çıkmaktadır. Bununla birlikte alkol tüketimi ve fazla kilolu olmak karaciğerde yağ birikimini uyarmaktadır.
Genelde fazla kilolu olan ve hareketsiz bir yaşam süren insanlarda karaciğer yağlanması daha sık görülüyor. Diyabet, kan yağlarının artışı, alkol ve bazı ilaçlar da karaciğer yağlanmasına sebep oluyor. Etiyolojisinde en önemli faktör insülin direncidir. İnsülin direncinde ise genetik yatkınlık, enerji alımında artış, obezite ve sedanter yaşam en önemli risk faktörlerini oluşturmaktadır.
Kaymak, krema ve yağlı etlerden uzak bir beslenme karaciğer yağlanmasını engelliyor
Karaciğer yağlanmasının tedavi süreçleri arasında doğru beslenme var. Karaciğer yağlanması tedavisinin ilk basamağı: yaşam tarzı değişiklikleri ile insülin direnci, obezite, diyabet ve kan yağları yüksekliğinin risk faktörlerini ortadan kaldırmaktır. Ağırlık kaybını hedefleyen yeterli ve dengeli bir diyetin uygulanması ve fiziksel aktivitede artış, temel tedavi yaklaşımıdır. Glisemik indeksi ve yükü düşük, lifli gıdalar içeren, yağlı besinlerden (kaymak, krema, yağlı etler, mayonez gibi) uzak bir beslenme biçimi ılımlı ölçüde ağırlık kaybı hedeflenir.
Karaciğer yağlanmasının önlenmesi içinse ek vitamin takviyesi kullanmaya gerek yok. Doğanın bizlere sunduğu doğal besinler, doğru miktarlarda tüketilir, yanlış beslenme alışkanlıkları düzeltilir, hareketli bir yaşam tarzı benimsenirse karaciğer yağlanmasının önüne geçilebilir. Doğal besinlerden; enginar, kabak, kereviz, havuç gibi sebzeler; elma, portakal, limon, incir gibi meyveler; ıhlamur, adaçayı, anason gibi bitkiler karaciğere koruyucu kalkan olabilir. Alkolün neden olduğu toksinlerin vücuttan uzaklaştırılması için sülfür içeren soğan, sarımsak, lahana, brokoli, Brüksel lahanası tüketilebilir.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.